OBUR İLE ÇOPUR
Güneş vurdukça kavrulan, rüzgâr ile savrulan, kulak, kuyruk sallayarak havlayan tonton finoların önlerine nihayet etli bir kemik düştü. Daha önceki sahiplerinin birikimleri bitince onu terk eden tonton finolar şimdi yeni kulübelerinde yeni sahiplerine daha çok yalakalık için baba diyerek ürüyorlar. Tonton Finoların yeni sahibi onları yıllardır yaşadıkları çatı arası kulübelerinden daha geniş bir kulübeye taşıdı. Kendilerine ait bir kulübe edinme becerisinden yoksun, duygusuz, duyarsız, onursuzca yıllardır sahipleri için havlayarak yaşayan tonton finoların tek hayalleri yaşlı sahiplerinin ölüp kulübenin kendilerine kalacağı günü bir an önce görebilmekti.
ONURLU YAŞAM, ONURSUZCA YAŞAMA
Çopur Fino: Kulübeleri bizim gibi göstermekten, sahte havlamalardan, çemkirmekten, ürümekten bıktım. Sürekli ben havlıyorum. Obur Fino: Ben havlayınca sen ürüyorsun. Çopur Fino: Ben bana değil dışarıda havla diyorum. Obur Fino: Çalışarak kazanmaktansa havlayarak sahip olmak daha kolay. Çopur Fino: Sahibimiz ölür, kulübe bize kalırsa kırk gün hiç susmadan havlayacağım. Şimdi bizi görmezden gelenlerin gözleri fal taşı gibi açılacak.. Obur Fino: Birisinin ölümü işe yaramıyor. İkincisini de beklemek zorundayız. Çopur Fino: Planlarımız tutmaz, yıllardır sağa sola havlamamız işe yaramaz, sokak köpeği olursak ilk ben seni ısırmaya başlarım. Obur fino: Sokağa düşmeyiz. Belediyeler bizler için barınaklar açtılar. Çopur Fino: İki kemik için yıllardır kapılarda, bahçelerde havladım. Şimdi bana Belediye barınağını mı layık görüyorsun? Düşünsene biz Belediye’nin barınağındayız bizi tanıyanlar bize kemik getirmiş… Obur Fino: Yıllardır sahiplerimizin gölgesinde varlığımız hissedilmedi . Barınakta bizim resmi bir adımız, kendimize ait kulübemiz olacak. Çopur Fino: Ben Belediye barınağında yaşayamam. Şimdiye kadar yaşadığım her kulübeyi çevreme benim kulübem olarak tanıttım. Sürekli etli kemik yiyoruz görüntüsü verdim. Bu “kazanımlarımı” riske atamam. Obur Fino: Birkaç ay fazla havlar, çemkirir, üreriz. Ortam karışır, gündem değişir. Bak fikir üretiyor, işe yarıyorum. Etkisiz elaman olmaktan kurtuluyorum. Çopur Fino: Ben kendime ait kulübe istiyorum. Ben kulübelerimizin sahipleri için değil kendimiz için havlamak istiyorum. Obur Fino: Sen etli kemik, parlak tüy ile yaşamak istemeseydin bizim de bir kulübemiz olurdu…
KÖPEKLERİN DOSTLUGU ÖNÜNE KEMİK ATILANA KADARDIR
Kulübenin önünde geçen İnsanoğlu Tonton Obur ve Çopur Finoları gördü. Bu tonton köpekler güzel havlıyorlar. Güzel bir kulübe yaptırıp bunları biz alsak bahçemizde bizim için havlasalar diye konuşuyordu ki… Çopur Fino havlayarak onlara doğru ilerledi. Çopur Finonun yeni sahipler bulduğunda kendisini terk edeceğini düşünen Obur Fino aniden hastalanınca acilen sağlık kontrolüne gittiler. Sahipleri haberi alarak hastaneye geldiğinde Obur fino yarı baygındı. Görevli finoların sahiplerini göstererek “bu kim? dedi? Çopur Fino: “Babası …. …. dedi. Soy ismini söylerken özel üstünde vurgu yaptı. Görevli elindeki kayıtlara bakarak şaşkın bir şekildi “Obur Fino’nun annesi iki mi evli?” Çopur Fino: Her kim bize kulübe, kemikli et verir biz onlar için havlarız. Bizim babamız olurlar. Devleti, ailesi, milleti, kendisi için üretmeyen, zorluklara kalışında direnç gösteremeyip günlük çıkar ilişkileri ile yaşayan varlıklar her kılığa girerek kendilerine bir sığınak ararlar. Rahatlarına düşkün, becerilerini ortaya çıkaramayan benciller yalan, yalakalık ve onursuzluk hastalığı taşıyan tehlikeli virüslerdir.
Hadi hayırlısı…