YAYA KALDIRIMI-ARAÇ PARKI-ARAÇ YOLU… “İŞGALLERİ”

Benim içimi acıtan çocukların annelerin ellerinden tutarak araç yolundan yürüyerek büyümeleri. Bu kültürle büyüyen bir çocuklarda daha sonra kaldırımdan yürüme bilinci oluşabilir mi? Yaya olarak yürürken sürücüye, sürücüyken yayalara küfür eden başka bir millet daha var mı? Bütün bunları yaşarken kaç ölümlü, kaç yaralanma, kaç maddi hasarları kaza ortaya çıkıyor bunu sorgulayan var mı? İş yerinin önündeki araç parkına konulmuş merdiveni kaldırırken saldırıya uğrayan sürücü olmak ister misiniz? İş yerinin önündeki boş araç parkına aracınızı park etmenizi engelleyen esnafı şikâyet için yetkilileri çağırdığınızda “normalde onun “işgal” etmesi yasak, ben işgali kaldırtırım. Siz gidince aracınızı çizerler, geri geldiğinizde biz burada olmayız sizinle kavga eder, en iyisi uğraşma” diyerek sizi haksızlığa ikna etmeye çalışan yetkili çözü mü olur mu?

YANLIŞ PARKA CEZA OLUYOR DA PARK İŞGALİNE CEZA OLMAZ MI?

Bu nasıl bir duygu?

Nasıl bir yaşam şekli?

Nasıl bir ruh hali?

Nasıl bir algı?

Nasıl bir bilgi?

Nasıl bir bilinç?

Nasıl bir eğitim?

Nasıl bir uygulama?

Bunlar nasıl “görünmezden” gelinebiliyor?

YASALAR VE YETKİLER NE İÇİN?

Yaya kaldırımını, iş yerinin önündeki araç park yerini esnaf işgal ediyor.

Yasalar bunu görmüyor mu?

Belediyeler bunu görmüyor mu?

Trafik ekipleri bunu görmüyor mu?

Yetkililer bunu görmüyor mu?

Bütün bunları görmemezlikten gelen yetkililerin “sorumsuzluğu, duyarsızlığı” denetlenmiyor mu? Yasaları kim ne hakla uygulamaz? Yasaları uygulanmaması neden denetlenmez? Yasalar ne için var?

Yaya kaldırımlarını esnaf işgal ürünlerini sergileyerek “işgal etmiş.” Üç yaşında çocuğunun elinden tutmuş anne, okula giden öğrenci, işe giden çırak, Belediye Zabıtası, Polis Memuru, Maliye Müdürü…  Araç yolundan trafik akışının ortasından yürüyor.

Çocuk, öğrenci, çırak genç kuşaklar kaldırım yerine “araç yolundan yürüne de bilir” bilgisi ile büyüyorlar. Büyüklerin rutin yaşamlarında

Yer ediyor. Yetkililerde araç yolundan yürüme olağanlaşıyor…

Yasalar işlerliğini unutuyor…

YASALAR NEDEN UYGULANMAZ?

Belediyeler oy kaybetme kaygısı mı taşıyor?

Zabıta kaldırımı işgal eden esnafın etkili isminden mi çekiniyor?

Trafik Denetlemenin iş yerinin önündeki park yerini işgal eden esnafa ceza yazma yetkisi mi yok?

Elbette, bu sorularımızı çoğaltarak sora biliriz. Keza, buna gerek yok! Bu sorunları tüm yetkililer bizzat yaşayarak görüyorlar. Peki ne yok? Çözüm arama alışkanlığı yok!

ÇÖZÜM!

Çözüm Türkiye Cumhuriyeti yasalarında mevcut.

Çözüm görev tanımlarında mevcut.

Çözüm trafik yönetmenliğinde mevcut

Çözüm Belediyeler Kanununda mevcut

Çözüm Şehircilik ve imar planlarında mevcut

Çözümsüzlük bütün bunların uygulanmamasında var.

SONUÇ!

Ya! “Böyle gelmiş böyle gider” diyerek umursamaz vatandaş olacağız. Ya da; sorgulayan, haklarını arayan, yasaların uygulanması, görevlilerin sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda çaba harcayan vatandaşlık bilgisini bilince dönüştüreceğiz.

Köyler, kasabalar, şehirler, Türkiye hepimizin. Ülkelerin zenginliğini; sermayeleri, askeri güçleri,  silah envanterleri belirlemez. Belirleyici olan: Halkın eğitim, kültür-sanat, sağlık alanındaki gelişmişliğidir.

Hadi hayırlısı…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir