HOP DEDİK!

Köln’de yaşayan Bergamalı Ahmet ve  Hollanda’da yaşayan Artvinli Hamit’in hoş muhabbetleri…

Ahmet: Sen ne diyorsun Hamit!

Hamit: Kangal köpeği getireceğim Kangal köpeği diyorum. Türkiye’den Kangal köpeği getireceğim. Üzerimize saldıkları köpeklerinin üzerine salmak için.

Ahmet: Hop dedik! Yanında Arap atı üzerinde Çerkez süvarisi de olsun. Peki, Hollanda malı DAF Kamyon, Uzel Massey ferguson traktör, Shell, Philips, TomTom navigasyon… karşısına çıkınca karşılarına ne ile çıkacağız?

Hamit: Yeter ama!

Ahmet: Yetmez Hamit yetmez. Phileas marka körüklü otobüsler, C&A giyim perakende zinciri, Head kayak ürünleri, AXE, Becel, Cif, Domestos, Dove, Knorr, Lipton, Vaseline, Yumoş, Algida, Calve, Carte Dor, Clear, Fruttare, Max, Rinso, Cif, Elidor, Sana… Bunlarla karşımıza çıktıklarında sen ne ile karşılarına çıkacaksın?

Hamit Biz 50 yılı aşkın bu ülkede yaşamıyor muyuz?

Hamit: Yaşıyoruz!

Ahmet: Almanların, Hollandalıların bize nasıl yardımcı olduklarını en iyi sen bilirsin. Münih’e gelişimizi hatırla. Bizi baskı altına alan her yabancılar yasası çıkışında bizden çok Almanlar, Hollandalılar bizim için sokağa çıkmadılar mı? Kiliselerini bayram namazımızı kılmak için tahsis edenler Hollandalılar, Almanlar değil mi?

Hamit: Haklısın, düşman olmayalım.

Ahmet: Referandum’da “partili Cumhurbaşkanı istikrarlı, koalisyonlar hükümetleri istikrarsız” diyorlar. Almanya 68 yıldır koalisyon hükümetlerince yönetiliyor. İstikrar yok mu? Buradaki insanları buna inandırabilecek miyiz?

Hamit: Almanya, İsveç, Fransa… Dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alıyorlar.

Ahmet: Buradaki insanlara bunu anlatamazsın. Hem kardeşim biz Türkiye’deki yasalarla mı yönetiliyoruz? Almanya, Hollanda yasaları ile yönetiliyoruz. Biz önce kendi sorunlarımıza sahip çıkmalıyız. Hollanda, Almanya, diğer ülkeler Türk Parlamenterlere karşı yanlış tutum içerisinde oldular. Biz yanlışların karşısında ısrarla doğruları savunacağız. Tabii ki kendi öz eleştirimizi yaparak, yanlışları eleştirerek doğruları buluruz.

Hamit: Bizim iki yakamız bir araya gelmez. Biz birleşemiyoruz. Sorunlarımız aynı. Biz burada Kürt, Türk, Arap olarak ayrışıyoruz. Bu da yetmiyor. Alevi, Sünni olarak ayrışıyoruz. Bununla kalmıyoruz. Rizeli, Kayserili, Samsunlu olarak ayrışıyoruz.

Ahmet: Evet-Hayır için biz neden ayrışalım? Almanya’da, Hollanda’da doğmuş hayatında üç kez Türkiye’ye gitmemiş birisinin kullandığı oy Aydın ilinin kaderini değiştirecek.

Hamit: Türkiye bizim de vatanımız.

Ahmet: Elbette, Türkiye bizim ana vatanımız. Ama biz burada yaşıyoruz. Buranın yasaları ile yönetiliyoruz. Yaşadığımız ülkelerin vatandaşlığı, çifte vatandaş veya Türkiye vatandaşlığı ile süresiz oturumlarımız var.  Biz bura’dan ülkemize turist göndermek için çalışma yürütelim. Uluslar arası arenada Türkiye’yi tanıtalım. Türkiye’nin değerlerini AB ülkelerine taşıyalım. Bu ülkedeki değerleri Türkiye’ye götürelim. Anadilimizi koruyalım, yaşadığımız ülkelerin yasalarına asimile olmadan uyum sağlayalım. Ülkemizin gönüllü elçileri olalım.

Hamit: Sana katılıyorum. Türkiye bizi, kooperatif zedeler, çifte vatandaşlık zedeler, Merkez Bankası zedeler, Holding zedeler… olarak sahipsiz bıraktı. Evlerimiz yanarken, insanlarımız öldürülürken bu kadar yoğunlukta gelip gidenler olmadı. Yabancılar yasası altında inim inim inlerken bizden döviz istediler. Bizleri bu ülkelere gönderirken bizi koruyacak bir tek anlaşma yapılmadı. Tatile gittiğimizde sınır kapılarında çektiğimiz eziyeti biz biliriz.

Hamit: Bizim burada Anadilde eğitim sorunumuz var. Yabancılar yasası sertleştiriliyor. Irkçılar “İslamofobi” söylemlerinden sonra “Türkofobi” söylemleri ile sahnedeler. AB ülkelerinde en çok işsiz bizim insanlarımız. Ceza evlerinde bizim gençlerimizin oranı oldukça fazla. Eğitim alanında başarı oranımız çok düşük. Biz burada yaşıyoruz. Bu ülkelerde yerli yabancı olarak ayrışmak yerine birlikte yaşamak zorundayız.

Ahmet: Biz buradan yaşıyoruz. Buradan oy kullanarak Türkiye’de yaşayan insanların kaderini değiştirmemiz doğru değil. Oylarımız ile milletvekili çıkararak Muş’un, Belediye Başkanı çıkararak Balıkesir’in kaderini değiştirmemiz o şehirlerde yaşayan insanlara saygısızlık mı? olmuyor. Hayatı boyunca Muş’u, Balıkesir’i görmeyenlerin buna hakkı var mı?  Seçtiğimiz Milletvekilini, Belediye Başkanını tanıyor muyuz? Biz Türkiye’de yaşayan insanların milli iradesine müdahale etmiş olmuyor muyuz? Türkiye yurtdışı oylarına milletvekili kontenjanı versin, yurtdışı bakanlığı kursun istedik bizi dikkate almadılar.

Hamit: Almanya, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Bosna Hersek, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İzlanda, Kanada, Karadağ, Küba, Lihtenytayn, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Maldivler, Malta, Moldova, Norveç, Portekiz, Zelanda…  gibi ülkelerde 18 yaşında gençler seçilme biliyor. Bu ülkelerde partiler yasası nasıl işliyor, Türkiye’de nasıl işliyor? Bu ülkelerde parası olmayan gençler seçile biliyorlar. Peki, Türkiye’de yoksul bir gencin Milletvekili seçilme şansı var mı?

Ahmet: Hayır! Türkiye’nin tek parti hükümeti; gelişme, demokrasi, refah, istikrar…  olarak sunuluyor. Avrupa ülkeleri parlamenter sistemle nasıl dünyanın en zengin ülkeleri olmuşlar?  Bu dikkate alınmıyor.

Hamit: Bunları konuşmak gerek Ahmet konuşmamız gerek!

Ahmet: Neyini konuşalım. Yıllar önce bizleri çırılçıplak soyarak, dişerimizi kontrol ederek “eti sizin kemiği bizim” diyerek göndermişler. Ne arayan oldu nede soran. Almanya’da dört milyona yakınız. Türk lobisi bile oluşturamadık. Neden? Kendi sorunlarımıza sahip çıkmıyoruz. Kendi gerçeklerimizi konuşmuyoruz. Ayrışarak, kutuplaşarak, ötekileştirerek kendi sorunlarımızdan soyut yaşıyoruz.

Hamit: Oysa bizim yaşadığımız ülkelerin halkları ile ortak ve yabancı olmaktan kaynaklanan sorunlarımız var. Bunları yaşadığımız ülkelerin halkları ile birlikte çözeceğiz. Türkiye’de Almanya, Hollanda görmemiş insanların ön yargı ile bu ülkelerin halklarını suçlaması doğru değil. Biz bu ülkelerde sosyal ve siyasal her alanda özgürüz.

Ahmet: Ben 50 yıldır buradayım bir kere olsun Genel Kurmay Başkanı’nı televizyonlarda görmedim. Sokakta Asker görmedim. Televizyonlarda Pazar ayini için Kiliseye giden Başbakan, Cumhurbaşkanı, Bakan görmedim. Hadi geri dönelim desek kaç kişi Türkiye’ye geri döner

Hamit: Kimse gitmez!

… geç kaldık hadi kalkalım.

Muhabbet sonlandı…

Hadi hayırlısı…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir