MANİSA GEDİZ ONURUNU KORUR

Gediz’ e yakın bir köyde doğumunun sekizinci günü vaftiz Papazı tarafından Acheolus ismini verdi. “Spil kadar yüce, Gediz kadar bereketli ol.” Dedi. Acheolus; Nehir tanrısı anlamına geliyor. Küt burunu, fanilasının altından taşan göbeği, ilerlemiş yaşına rağmen, günlük balık avına çıkan Achelous’un oltasına takıldığı an Efe’nin hayatı değişti. Efenin Annesine, Tanrının hediyesi anlamına gelen Fedora isimi yıllar önce Manisalı iki çocuk tarafindan verildi. Efe, mutsuz günler geçiriyor. Yıllardır küçük balık, solucan ve temiz ot yiyemedi. Gediz’den ayrılıp uzaklara gitmek istiyor. Fedora bunu hissetmiş olacak ki tedirgin gözüküyor. Gediz; Hastalık saçıyor, kirli suyunda canlılar yaşayamıyor. Bitki türleri yok oluyor, sıcak su tehlikesi korkusu yayılıyor. Gediz yok olacak. Vali Halil İbrahim Taşöz’ ün Manisa’ya gelişinin ardından Gediz için başlattığı çalışmalar Fedora’yı ümitlendiriyor. Bunu Efe ile paylaşıp “gitme” demek istiyor ana siyasilere güvenemiyor. Çıkar birisi: Gediz ile ne uğraşıyorsun? Der. Allah korusun! İki gün sonra atamasını yaparlar”. Fedora; Manisa’nın işgal ve kurtuluşunu, Cumhuriyeti, Menderes dönemini görmüş. 27 Mayıs darbesinde asker postalından yara alarak kurtulmuş. Fedora, 100 yılını geçirdiği Gediz’de ölümü hiçe sayarak yaşamaya direniyor. Cumhuriyet meydanında eylem yapmayı düşündü. Polisin kullandığı biber gazından ölenleri dikkate alarak, astım hastası olmasından dolayı vazgeçti… Efe, Spil üzerinden gelen hortum kapıldı. Deniz’in orta yereninde, dalgalar ile alt üst olarak sürükleniyor. Uzun uğraşlar sonucu suyun derinlerine inebildi. Aç ve bitkin bir halde su yüzeyine çıkmak için harekete geçtiğinde karşısına çıkan ilk solucanı ağzı ile yakaladığında damağına takılan olta çengelinin acısı ile kendinden geçti. Cebelleşecek gücü kalmadığından çaresizce kaderine teslim oldu. Balıkçı Achelous: * Έλα, έλα. Efe bu lisanı bilmiyor. Gediz’den ve Annesinden uzakta olduğunu anladı. Balıkçı Achelous olta kancasını dikkatlice Efe’nin damağından çıkardı. Achelous: *τσοκ μου. Efe, üzerine düşen damlaların kokusundan Balıkçı’nın ağladığını hissetti. Efe’yi kovaya, kovayı bisiklete özenle yerleştirdi. Elleri ile başını aynı anda yukarı kaldırarak: Ey güzel Allah’ım… Sözünden sonrasına sesiz devam etti. İstavroz çıkararak bisikletine atlayıp evin yolunu tuttu. Ayvalıklı Âdem’in dükkânının önünden geçerken ‘hayırlı işler’ dedi. Achelous, bahçe kapısına vardığında küçük torununu görünce yanına çağırdı. Esi Rena ve gelinine seslendi. Aile bahçede toplandı. Achelous: Çok uzaklardan kıymetli bir misafirimiz var. Sizinle tanıştırmak istiyorum. (Kovadan çıkardığı Efe’yi eline aldı.) Rena, Bunu tanıdın mı? Rena, “Yüce Allah’ım” diyerek İstavroz çıkardı. Gelin ve torun şaşkınlık içinde. Gelini ve Torununa dönen Achelous: Buraya mübadele ile gelmeden önce yaşadığımız Gediz’i anlatmalarımızdan biliyorsunuz. Gediz’de yüzülür, tarlalar bahçeler sulanır, yüzlerce canlıyı besler, kenarlarında açan çiçeklerin güzel kokusu ovaya yayılır, balıklar oynaşırdı. Efe, Annesinin Gediz sevgisini, kirli suyunda ölme tehlikesine rağmen ayrılmayışını, şimdi daha iyi anlıyordu. Achelous: Bir yaz günü, çocuk halimiz ile Gediz kenarındayız. Ellerimizde papatya ile seviyor-sevmiyor oynuyoruz. Rana’nın boynunda gördüğünüz ay yıldızlı kolyeyi Rena’ya vermek için Annemin, nefis zeytinyağı sabunu kokan sandığından yanıma almıştım. O gün; Rena’ nın sürekli boynunda taşıdığı nazar boncuğunu çıkardım. Yan tarafımızda güneşlenen Kaplumbağa yaklaştığımı görünce kabuğuna çektiğinden başını zorlanarak çıkardım. Rena’ nın boynundan çıkardığım nazar boncuğunu bir kaç halka yaparak Kaplumbağanın boynuna taktım. Sonra cebimden çıkardığım kolyeyi Rena ya taktım. Kaplumbağa’ya o gün birlikte Fedora adını verdik. Fedora ile birlikte hoş vakit geçirdik. Hala, Gediz benim yüreğimi acıtarak akıyor. Efe, Hortum ve dalgalarca sürüklenerek geldiği Yunan adasında Annesini tanıyanların, ona isim verenlerin evindeydi. Kendisinin Fedora’nin yavrusu olduğunu bilsinler istedi. Annesinin nazar boncuğunun sırrını öğrenmişti. Efe: Bu kadar Gediz özlemi, hasreti çekenlerin Yunan adalarında ne işi var? Mübadele neydi? Bugün Gediz kenarlarında yaşayanlar, bu kıymeti, değeri neden bilmiyor? Achelous’a Gediz’in kirliliği ayan olmuş. Yüreğini acıtarak akışı bundan olmalı. Gediz’in bugünkü halini görse, yaşlı balıkçının kalbi buna nasıl dayanır? Achelous’un torunu: Bu kaplumbağanın adı Efe olsun. Efe; Alkışlar ve bir birlerine sarılmalar, arasında isim alarak, Achelous’un ailesine katıldı. Gediz’e sahip çıkmayan bizler, bu utancımız ile duyarsızlığa devam edecek miyiz? Vali Halil İbrahim Daşöz: Gediz’i ciddiye alın ve onur meselesi yapın! Gediz’e, sahip çıkarak onurumuzu koruyalım.

Hadi hayırlısı…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir