SEVGİ DİLİ

İnsanlar sevgi dilini yaşamın her alanında kullanarak kendilerini ifade etmelidirler. Muhabbetlerde, tartışmalarda, diyaloglarda sevgi dili ile uzlaşı yaratmalılar. Bulunduğumuz ortam içerisinde, mesleki yaşamınızda, sosyal sorumluluğumuzda sevgi dilini kullanmalıyız.

Sevgi dili beslenmenin, sağlıklı yaşamın, dinç kalmanın, diyalog kurmanın, empati yapmanın önemli bir yaşam organıdır.

Günümüzde başta siyasilerin, televizyon programcılarının, yazarların, habercilerin kamu önünde kullandıkları ayrımcı, farklılaştıran… Dilleri ile, çocuk ve gençleri kapsam alanları içine alamıyorlar.

Türkiye’de kendiliğinden gelişen sevgi dili geniş çevrelerden, özellikle de çocuk ve gençler içinde kabullenilerek kendi şemasını oluşturuyor.

Tartışmalar uzlaşı yaratılıyor veya farklılıklarına hoşgörü ile yaklaşma kültürü ortaya çıkarıyor.

Haber kanallarında, tartışma programlarında izlediğimiz siyasilerin, gazetecilerin, yorumcuların, yazarların, televizyon spikerlerinin, habercilerin kullandıkları ayrıştıran, ötekileştiren dil topum içerisinde artık kanal değiştirtiyor.

Toplum duyarlılık göstererek hakaret ve ayrıştıran dil alanlarını boşaltıyor, kendilerine sevgi dili olan yeni yaşam alanları açıyorlar.

Halkı temsil etme görevlerini sürdüren siyasiler, somut gerçekliğini ortaya koyan haberciler, bilimsel araştırmacılar, akademisyenler, sanatçılar… Toplum içinde sevgi diline en hâkim kesimler olmalıdırlar.

Bugün televizyon kanallarının çoğunda sürdürülen ajitasyon kirliliği içindeki tartışma programları taraflılık, ayrıştırıcı, hakaret ve kargaşadan başka bir öğreti ortaya koymuyor.

Bu programlardan reyting, reytinglerden reklam alma ticari alt yapı oluşturuluyor.

Sermaye buraya odaklanırken, toplum bu ateş çemberi içerisinde dumanlı havada yaşamaya zorlanıyor.

Soru sorma, cevap verme, dinleme, eleştirme bilgisi olmayan, konuları yorumlama, hitap bilinci oluşmamış taraflı ve kurgulu insanlarca yapılan programlar “ülke topraklarına zehir saçıyor”. Bugün mevcut olan bu anlayışı ortadan kaldıracak adımlar atmak için toplumun her kesimden insanlar görev almalıdır.

Bu sorumluluk: İyi bir anne, eş, baba, evlat, mesleki kariyer… İnsan olma duyarlılığıdır. Bu tutum, önce uygulayıcı insanın kendisine fayda sağlayacaktır.

Karşılaştıkları insanlara günaydın, iyi akşamlar, merhaba demeyi unutan toplum bilinsin ki; insan olmanın değerlerini unutarak karanlığına gömülüyordur.

Atılan adım sadece karşımızdakine merhaba iyi akşamlar günaydın diyerek onları mutlu etmek olarak algılanmamalı. Bu duyarlılık aynı zamanda insanın kendini disipline edip, eğitip, sorumlu bir insan ve bir vatandaş olmasını ortaya çıkarıyor.

Elbette, sevgi dili oluşumu bedenimize “uzaylılar tarafından” yerleştirilmeyecek. İnsanları din, dil, ulus, renk olarak ayrıştırmamak, okumak, araştırmak, bilimsel eğitim almak, insani değerlerimize sahip çıkarak var edeceğiz.

Bugün ortaya çıkan yeni kuşak siyasiler, yazarlar, araştırmacılar, programcılar, her meslek guruplarından, toplumun her kesiminden insanlar sevgi dilini güçlendirerek eski alışkanlıkları ters yüz ediyorlar.

Gezegenimizin doğası içerisinde, canlı cansız varlıklar ile kendi doğallığı ile yaşama bilinci oluşumunu sağlamak şüphesiz bilimsel eğitimli toplumlar ile ortaya çıkacak.

Önceliğimiz eğitim ve sağlıklı toplum hücrelerini yenileyerek atardamarlara taze kan vermektir.

Hadi hayırlısı…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir